Sürekli üzerinde durduğumuz bir kavram var: İstikrar. Öyle ki, onun olmadığı varsayıldığında iş dünyası istediği kadar çabalasın koca bir ülkenin üç yıllık, beş yıllık hatta on yıllık kazanımları bir gecede yitip gidebiliyor. Bu gerçeği ekonomik kriz kronolojimizi incelediğimizde rahatlıkla görebiliriz. İş ve ekonomi dünyamızın ilerleyebilmesi adına olmazsa olmaz diyebileceğimiz bu olgunun maalesef bulunduğumuz coğrafyada sağlanması oldukça güç. Çevremiz alevleri sürekli körüklenen devasa bir yangın yeriyken ülkemiz komşularına gönlünü açan bir barış havzasını andırıyor. Son on beş yılda her alanda sağladığımız büyük ilerlemenin altında yatan gerçek de kuşkusuz budur. Cumhuriyet tarihimize şöyle bir baktığımızda ekonomik büyüme oranlarının en yüksek seyrettiği süreçlerin istikrarın hakim olduğu uzun süreli iktidarlar döneminde gerçekleştiği görülebilir. Bu istatistiksel gerçeğin altında elbette ki birçok detay yatmaktadır. İş dünyası ve temelde iş insanı her zaman önünü görebilmeli, geleceğe dair ekonomik perspektif en azından asgari düzeyde öngörülebilir olmalıdır. Bu koşul da ancak ve ancak siyasi istikrarın sağlandığı durumlarda mümkündür. Büyük oranda genç bir nüfusa sahip olan ülkemizin mevcut dinamizmini ve potansiyelini katma değere dönüştürebilmesi ancak iç siyasi çalkantıların son bulması ve millet olarak ortak bir geleceğe doğru yürümemizle mümkün olabilir.
16 Nisan günü gerçekleşen referandum sonucunda halkımız kararını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden yana kullanmış ve böylelikle ülkemiz yepyeni bir döneme girmiştir. Her zaman olduğu gibi milletimizin en doğru kararı verdiğinden en ufak bir şüphemiz dahi yoktur. Bu yeni yönetim sisteminin ülkemize hayırlar getirmesini diliyor ve buna yürekten inanıyoruz. Demokratik kazanımlarımızın bu yeni sistemle birlikte taçlanacağına ve ülkemizin her anlamda şahlanacağına inancımız tamdır. Unutmayalım ki, iş dünyası olarak koalisyon dönemlerinin getirdiği ağır ekonomik krizleri ve kayıpları en derinden yaşayanlar hep bizler olmuşuzdur. Bundan sonraki süreçte güzel ülkemizin uzun soluklu ve sağlam temelli bir kalkınma dönemine girmesi, böylelikle tarih sahnesinde hak ettiği yere ulaşması en büyük dileğimizdir.
Seçimin bitimiyle birlikte artık ekonomiye odaklanmanın zamanı gelmiştir. Büyümek ve gelişmek istiyorsak, küresel anlamda taşlar yerinden oynarken bizler her açıdan proaktif olmak zorundayız. Dünyada yükselen korumacı politikalar karşısında yeni ve etkin politikalar geliştirmeli ve bunları süratle uygulamalıyız. Zira yeni ABD Başkanı Trump ve Fransa’da seçilmesi muhtemel Le Pen ile birlikte dünyada yeni bir ırkçı akımın baş gösterdiği ve yerel ekonomlerin daha ön planda olacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu durum kuşkusuz ihracatta süregelen durağanlığın devam edeceğinin açık bir göstergesidir. O halde yeni ufuklara açılmak ve Afrika gibi bakir pazarlara yönelmek bizler için elzem görünüyor. Yine ABD’nin ihracat odaklı büyüme stratejisine geçeceği ve bu durumda tüm ekonomik yöntem ve rotaların yeniden belirlenmesi gerektiğini de unutmamalıyız. Her şeye rağmen içinden geçtiğimiz bu zorlu süreç aynı zamanda birçok fırsatlar barındırmaktadır. Bunlar akılcı bir biçimde analiz edilmeli ve rasyonalist stratejiler ekseninde hayata geçirilmelidir. Ülkemizin ekonomik anlamda dinamosu olan ve net bir biçimde döviz girdisi sağlayan Laleli burada her türlü görevi ve misyonu üstlenmeye hazırdır. Bölgesel ve kurumsal anlamda altyapısı oturmuş, firma bazında tecrübeli, küresel geçmişi ve bilgi birikimiyle ülkemizin gelişimine çok şey katacağımızdan eminiz. Yeter ki arzu ettiğimiz birlikteliği sağlayalım ve millet olarak geleceğe kol kola, omuz omuza, hep birlikte ve tek yürek olarak yürüyelim. Bu beraberliği sağlarsak hepimiz kazanırız, biz kazanırsak ülkemiz kazanır, ülkemiz kazanırsa dünyadaki bütün mazlum ve ezilen halklar kazanır.
Bu temennilerle sizleri saygıyla selamlıyor, başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan mübarek Ramazan ayınızı can-ı gönülden tebrik ediyor, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nızı kutluyorum.
Giyasettin Eyyüpkoca