İslam Kalkınma Bankası kuruluşu İslami Araştırma ve Eğitim Enstitüsü’nün koordinasyonunda, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Uluslararası İslam Ekonomi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin ulusal ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği halinde gerçekleştirdiği Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’nın (IIEFC) 12’ncisi online düzenlendi.
Toplantıya video konferans ile katılan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sürdürülebilir kalkınma için reel ekonomiye kaynak sağlayan finans kuruluşlarının sağlam ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmasının temel şart olduğunu vurguladı.
Yakın geçmişte yaşananların, ekonomideki temel işlevi tasarruflarla reel yatırımlar arasında köprü kurmak olan finansal sistemin mevcut yapısıyla görevini hakkıyla yerine getiremediğini gösterdiğine işaret eden Albayrak, şunları kaydetti:
“Üretimin ve refahın artışına katkı yapması gereken sistemin, finansal ve ekonomik istikrarı tehdit edebilen bir konuma gelebildiğini gösterdi. Katılım finans kuruluşları, bizim için stratejik öneme sahip. Küresel finansal krizin ardından katılım finans sisteminin avantajları net olarak görülmüş, sektörün gelişimi tüm dünyada ivme kazanmıştır.
Türkiye’de katılım finans kuruluşları 2005 yılında yasal olarak banka statüsü kazanmış, o tarihten bu yana yıllık yüzde 23’lük büyüme hızıyla konvansiyonel bankaları geride bırakmış, aktif büyüklük olarak pazar payı ise yüzde 2,4’ten yüzde 6,5’e yükselmiştir.”
Yakın dönemde emeklilik yatırım fonları içindeki katılım fonlarının payının da hızla artarak yüzde 16’lı seviyelere kadar ulaştığını aktaran Albayrak, tüm bu olumlu göstergelere rağmen gelinen noktada katılım finans kuruluşlarının, sahip olduğu potansiyeli henüz yeterince değerlendiremediğini söyledi.
“Katılım Reasürans Fonu kurma sürecini başlattık”
Berat Albayrak, bu kuruluşların hak ettikleri pazar payına ulaşabilmesi için ürün ve hizmet çeşitliliği ile, fiyatlamada konvansiyonel finans kuruluşları ile rekabet edebilecek seviyeye gelmeleri gerektiğini kaydetti.
Bunun için hem finans hem de fıkıh eğitimi almış, piyasayı ve müşterilerin ihtiyaçlarını iyi anlayan yüksek nitelikli insan kaynağına ihtiyaç bulunduğunu belirten Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’de faizsiz finans dendiğinde akla ilk katılım finans kuruluşları geliyor. Oysa ki faizsiz finansın sermaye piyasaları ve sigortacılık alanlarında da çok büyük potansiyeli mevcut. Bu anlamda katılım sigortacılığını teşvik edici mahiyette mevzuat ve kurumsal yapı geliştirilerek her türlü risk grubuna hitap edecek düzenlemeleri devreye almaya başladık.
Ayrıca, ülke kaynaklarının yurt dışına akışının önüne geçilmesi için Katılım Reasürans Fonu kurma sürecini başlattık. Başta kitle fonlaması olmak üzere alternatif finans alanında da katılım finansmanının yaygınlaşması ile ilgili destekleyici adımlar atıyoruz.”
Albayrak, faizsiz finans sisteminin Türkiye ekonomisi ve finansal sistem içindeki yerini güçlendirecek tüm araç ve mekanizmaları devreye aldıklarını aktararak, “Hedefimiz Türkiye’yi, gelişmiş finansal altyapısı, genç, dinamik nüfusu ve nitelikli iş gücünün yanında jeostratejik konumuyla İstanbul Finans Merkezi’nin sağlayacağı avantajlarla dünyada faizsiz finansın merkezi haline getirmek.” dedi.