Zorlu bir yıldı desek yeridir. Ülkemizde iki seçim, artan terör belası, patlamalar ve oynak döviz kurları. Dünyada artan terör olayları, Suriye’de büyüyen dram, Ukrayna krizi, finansal dalgalanmalar, işsizlik ve çatışmalar. Yerküremiz adeta cadı kazanı gibi. Her yerde ümitsizlik, herkes bezgin herkes tedirgin. Geleceğe dair şüphe ve kuşkular insanları sarmış durumda. Bir karanlık bulut çökmüş sanki. Ruhlar kararmış, gönüller sinmiş, insanlık ve adalet kavramları ayaklar altında. Kıyılara vuran minik ve günahsız bedenler muhtemel faiz artırımından bile ehemmiyetsiz. Mukaddes canlar bir hiç uğruna feda edilirken, kardeş kardeşi acımadan doğruyor. Akıllara ziyan bir halet zihinleri kuşatmış. Herkes birbirini boğazlama niyetinde. Şu koca dünya ademoğluna dar gelmiş, kimsenin kimseye tahammülü yok, gönüllerde yıkmak, yok etmek arzusu. Kılıçlar kınından çıkmış, analar, çocuklar çoktan unutulmuş, güçlü güçsüzün tepesinde, haksız haklı olmuş, mazlum kabahatli. Bir akıl tutulması ki izahı mümkün değil. Öldüren de ölen de gayesiz, bihaber. Kan kokusu soluklara işlemiş, gaddar cellatlar, ellerinde paslı baltalarla masum avında. Bir karanlık sis işte, sarmış tüm sineleri, gözü dönmüş dünya milletinin, sağduyu, anlayış, empati, bunlar demode artık, zaman kin, nefret ve cinayet zamanı.
Maalesef dünyamız böyle garabet bir halet-i ruhiye içerisinde arz-ı endam etmekte. Yıllarca teröre hamilik yapan ve besleyen Fransa ve Almanya gibi batılı ülkeler şimdi bumerang misali onlara yönelen katillerle bizzat yüzleşmek zorunda. Adı PKK, adı DAEŞ, adı o ya da bu, ne fark eder! Bu kurgusal savaşlar dünyayı her an daha büyük felaketlere sürükleyebilir. Düşen petrol ve enerji fiyatları Rusya ve İran gibi ekonomisi bu emtialar ekseninde dönen ülkeleri daha da agresifleştiriyor. Öyle ki Suriye ve Irak’taki sorunsal denklem çözülmeden dünyada hiçbir ülkeye rahat uyku yok. Aslında mesele ne Suriye ne de insanlık. Konu para, güç ve çıkar ilişkileri. Bizim gibi istişare ve aklıselime inanan insanlarsa büyük bir şaşkınlıkla olan biteni izlemekte. Sahip olduğumuz yegane güç kalbimizdeki inanç ve ümit kırıntıları. Hala iyi şeyler olacağına dair umudumuz var. Duyarlı ve yiğit insanlar dünyayı bu büyük hengamenin altından kaldırmasını bileceklerdir. Bu güç ve esaslı ruh hala sinelerde çarpıp durmakta. Bunu biliyor ve kalpten inanıyoruz. Yaşanan insanlık ayıpları ve trajediler bizlere ekonomiden bahsetmeye izin vermese de ülkemiz insanının geleceğe dönük iyimser tavrı bizleri güçlendiriyor. Geçtiğimiz günlerde Antalya’da düzenlenen G20 Zirvesi sıra dışı ve radikal kararlarla doluydu. Temennim odur ki büyüyen ve güçlenen Türkiye, dünyada akan kanın ve artan zulmün önünü kesebilecek önemli bir küresel oyuncu olacak ve bu adaletsizliklere dur diyecektir. Bu gidişat ve haykırışlar esasında yaşanan bu değişimin sancılarıdırlar. Duyulan bu gür ve diri ayak sesleri merhametsizlerin yüreklerine korku salarken dünya onların son çırpınışlarına sahne olmaktadır. Unutmayalım, gelecek bizimdir, bizler geleceğiz, gelecek ve dünyaya eskisi gibi fazilet, erdem ve irfan getireceğiz.
Zorlu geçen bir yılın ardından sizlere iyilik ve güzelliklerle dolu müreffeh bir dünya diliyor, yeni yılın herkese bolluk, bereket ve en önemlisi de barış getirmesi ümidiyle saygılar sunuyorum.
Giyasettin Eyyüpkoca