Hep söylüyoruz; dünyada moda ve trend üreten, bunu eşsiz bir formatta sunan, lojistik çözümler üretirken misafirlerini en konforlu konaklama imkanlarıyla ağırlayan, her karışı tarih ve medeniyet izleriyle süslü, dünyanın her yerinden kolayca ulaşılabilir bir başka bölge daha yok ve de olmayacak. Bu muazzam cevher elbette ki dünyanın başkenti İstanbul’un saklı incisi olan Suriçi’nin tam anlamıyla kalbine kurulmuş Laleli’dir. Kelimelerin tarifte yetersiz kaldığı bu muhteşem lokasyon ülkemizin adeta kıymetli bir elması, zümrüdü niteliğinde. A’dan Z’ye tüm unsurlarıyla memleketimize kattığı değer Laleli’nin salt bir ferdi olarak beni her zaman gururlandırmıştır. Yaptığımız işin kıymetini esaslı bir biçimde idrak edersek ne denli bir misyon üstlendiğimizi daha iyi anlayabiliriz.
Şunu bilmeliyiz: Laleli yalnızca Laleli değildir. Laleli, iki büyük ve dost ülke arasında kurulmuş sarsılmaz bir köprüdür. Laleli iki kadim halk arasında gerçekleşen yüzbinlerce evliliğin adeta nişan yüzüğüdür. Laleli Antalya’nın, Bodrum’un, Çeşme’nin fahri turizm elçisidir. Laleli Van’ın, Ağrı’nın, Muş’un, Suriye’nin hatta Somali’nin derdiyle dertlenen cefakar insanların gönül diyarıdır. Laleli kimsesizlerin sesi, çaersizlerin soluğu, nefesidir. Laleli ekmek için aş için dünyanın dört bir yanından kalkıp gelen insanlara bağrını açan şefkat kucağıdır. Laleli doğru iş yapmak, doğru ticari partner bulmak ve işinde büyümek isteyen milyonlarca insanın sırtını yasladığı sarsılmaz bir duvardır. Laleli ülkemizi keşfetmek isteyen sayısız dost ve misafirimizin keyif ve güven içerisinde konakladığı sıcak bir yuvadır. Laleli tarihin ve imparatorlukların dev surlardan inşa edilen omuzlarına başını yaslamış civan bir yiğittir. Laleli ülkesini deli gibi seven ve onun için üreten, çalışan, çırpınan bir cengaverdir. Laleli on yıllar boyunca yüzleştiği sayısız kriz ve zorluklara karşı asla pes etmeyen, aksine büyüyen, gelişen ve durmaksızın ilerleyen bir yürektir. Binlerce mensubunun günbegün buluştuğu ve kalplerinin hep birlikte attığı uçsuz bucaksız bir kervandır. Yaşadıkça öğrenen, öğrendiğini özümseyen ve içselleştiren adeta şahsına münhasır bir rol modeldir. Laleli, tüm ekonomik ve milli meselelerde taşın altına elini ilk koyandır. Laleli en ağır yüklere boynunu hatta tüm gövdesini tebessümle uzatan ve “Ben de varım!” diye haykıran memleket sevdalısı bir vatan evladıdır. Özetle Laleli budur, Laleli tüm fertleriyle Türkiye’nin aynasıdır, resmidir ve de ta kendisidir. Laleli Türkiye’dir.
Ağustos ayı içerisinde altıncısını düzenlediğimiz festivalimiz yoluyla yurtdışından gelen birçok değerli alıcı ve misafiri ağırlama imkanımız oldu. Bu büyük organizasyon sürdürülebilirlik ve devamlılığın büyük bir mesele olduğu ülkemizde adeta örnek teşkil eden bir başarı hikayesidir. Bu vesileyle tüm katılımcı firmalarımıza ve emeği geçen çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Ülkemizin geçmekte olduğu bu kritik süreçte böylesine etkili organizasyonları gerçekleştirebilmek bile Laleli için büyük bir kazanımdır. Yine bu ay 200. Sayısıyla bizlerle buluşan Laleli dergimiz de Lasiad’ın ve Laleli’nin istikrarını özetleyen en büyük göstergedir. Dünyadaki jeopolitik risklerin sürekli dalgalandığı bu dönemde yaşamını aralıksız sürdüren dergimizi ve ekibini kutluyor, başarılarının artarak sürmesini temenni ediyorum.
Sözlerimi sonlandırırken Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyor, ülkemize ve dünyaya barış, huzur ve refah getirmesi temennisiyle kazasız bir bayram geçirmenizi diliyorum.
Giyasettin Eyyüpkoca
