Kendisi MÖ 106 – MÖ 43 yılları arasında yaşamış olsa da, sanırım söylediği bu söz bugün hala canlılığını ve geçerliliğini her haliyle korumaktadır. Konuşmak, kardeşçe hasbıhal edip var olan sorunlara aklıselim çerçevesinde çözüm yolları aramak gerek ülkemiz gerekse de dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu gerçek olsa gerek. Gençlerin daha hayatlarının baharında teker teker can verdiği, anaların yıllar boyu onların ardından gözyaşı döktüğü, küçük çocukların daha doğmadan, babalarını dahi görmeden yetim kaldığı bu acımasız sürecin bir an önce son bulması bizlerin en büyük dileği ve temennisidir. Bu minvalde başlatılan barış sürecinin hassasiyetine binaen herkesin çok dikkatli davranması, attığı adımlara dikkat edip acıların son bulması adına gerekli gayret ve özveriyi göstermesi elzemdir. Bizler şuna yürekten inanıyoruz ki terör sorununu gerçek manada çözmüş bir Türkiye kısa zamanda bölgesinin lider ülkesi olacak, bulunduğumuz coğrafyanın barış havzasına dönüşmesini sağlayacaktır. Bu gerçeği görmek ve idrak etmek için tarihimize bakmamız yeterlidir. Halkların yüzyıllar boyunca huzur ve refah içinde yaşadığı, insanların birbirlerinin farklılıklarını zenginlik olarak görüp dil, din, ırk ayrımı yapmadan inançlarına saygı gösterdiği bir medeniyet bu topraklarda, bizim atalarımız tarafından inşa edildi. Günümüz dünyasının özlem duyduğu o güzel günleri tekrardan yaşayıp gelecek nesillere bu değerli mirası bırakmak, bu acıyı yıllar boyu derinden yaşayan nesiller olarak bizlerin boynunun borcudur. Bu anlamda barışa olan inancımız sonsuz olmakla birlikte, on yıllar süren bu manasız kavganın son bulmasını can-ı gönülden diliyor, herkesin sürece en üst seviyede katkı sağlamasını bekliyoruz.
Ülkemizde yaşanan tüm bu gelişmelerin yanında Laleli’de devam eden değişim ve büyümeyi de elbette ki var gücümüzle sürdürmeliyiz. Durağanlığın gerileme, gelişiminse yerinde sayma sayıldığı bu çağda her anlamda değişimi ve yenilenmeyi sonuna kadar benimsemeliyiz. Ülkemiz tüm alanlarda dünya çapında yol alırken bizler Laleli olarak bu büyümenin gerisinde kalmamalı aksine bu süreci tetikleyici faaliyetlerde bulunmalıyız. Bu vesileyle farkındalık kavramının önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Laleli’de var olan en büyüğünden en küçüğüne kadar tüm firmalar, esnaf ve çalışan kardeşlerimiz bu ülke için ne ifade ettiğinin, karşıdan, müşteri ve misafirlerimizin gözünden bakıldığında neyi sembolize ettiğinin bilincinde olmalı, bu anlayışla hareket etmelidir. Tamamen dışa dönük yapısı ile bölgesel bir güç olan Laleli, geçmişten günümüze turizm, ülke tanıtımı ve dış ticarete olan katkısı ile ülkemiz için her zaman büyük önem arz etmiştir. Bu bakış açısı ve mantaliteyle hareket eden firmalarımız, toplam kaliteyi elde ederken işlerinin yanında ülkemizin gelişimine de direkt olarak katkı sağlamış olacaklardır. Bilgi ve bilişimin en üst seviyede seyrettiği günümüz dünyasında en ufak bir hatanın genele yayıldığını hepimiz bilmekteyiz. Bizlere yakışan; temizlenmesi yıllar süren bir yük gibi sırtımızda taşıdığımız hataların imajımıza verdiği zararları silmeye çalışırken, geleceğe yeni hatalarla girmek yerine onur duyacağımız etkinliklerle anılmak olmalıdır. Bu anlamda tüm esnaf ve sanayicilerimizin bu inanç ve anlayışla hareket ettiğinden ve edeceğinden kesinlikle şüphem yoktur. Yavaş yavaş ayak seslerini işittiğimiz güzel günlerin ülkemize barış, huzur ve bereket getirmesini diliyor, kardeşlik ruhunun tüm gönüllerde hissedildiği o büyük Türkiye’yi görüp yaşamak umuduyla hepinize saygılar sunuyorum.