İşadamları için en uygun iklimin yönetimde istikrar olduğu düşünülürse, bunun aksi olan belirsizlik durumu bizleri en çok zorlayan koşullardan birisi olarak görülebilir. İş hayatının akışı içerisinde değişen şartlar öngörülebilirlik düzeyinde olduğu sürece bizler buna bir şekilde ayak uydurabilmekteyiz. Ancak bu dalgalanma ve durağanlık hali sebebi ortaya konamayan, açıklayıcı belirtileri görülemeyen, nedensiz, bir anda ortaya çıkıyor ve çözüm reçeteleri oluşturulamıyorsa işte o zaman dikkatli olunması gerekmektedir. Bu süreçte işadamları olarak bizler her anlamda temkinli davranmalı, yatırım yaparken detaylara inmeli, koleksiyonlarımızı belirlerken mutlaka bu hususları göz önünde bulundurmalıyız.
Aslında iş hayatında yaşanan durum belirsizlik olsa da bu belirsizliğin de kendine özgü bir tanımı elbette ki mevcut. “Metafizik Kriz”, yani var oluş sebepleri tam olarak betimlenemeyen, ortaya çıkış süreci birçok belli belirsiz evreler barındıran bir çıkmaz durum. Son zamanlarda iş hayatında yaşadığımız iniş çıkışlar, arz-talep dengesinde oluşan dalgalanmalar, aralıklarla baş gösteren sektörel netlik komplikasyonları gibi bir çok nihai sonuçlar bu durumun oluşum faktörlerine inmemiz gerektiğini bizlere işaret etmektedir. Malumunuz üzere son on yıla baktığımızda yaşadığımız dünya, savaşlar, yıkımlar, global ekonomik krizler ve bunların getirdiği siyasi buhranlarla boğuşmuş ancak reform anlamında gerçek manada çözüm önerileri ortaya konulamamıştır. Ayrıca tüm bu krizlerin toplumsal ve sosyal boyutları ne yazık ki göz ardı edilmiş, sosyal adalet, eşitlik gibi kavramlar anlamını yitirir olmuştur. Yaşanan bunalımlardan ders alınmamış, geçici önlemlerle gün geçiştirilmeye çalışılmıştır. Etrafı ateş çemberiyle sarılan ülkemiz bu noktada adeta geniş bir istikrar havzası hüviyetine bürünmüş olsa da ister istemez bu yangından nasibini almak durumunda kalmıştır. Bugün yaşanan ve bir türlü teşhis edilemeyen kriz ise tüm bu negatif etkilerin üst üste konulmasıyla ortaya çıkan bir sebep ve sonuçlar bütünü olarak tanımlanabilir. Bu perspektiften bakıldığında kısa vadede büyük değişimler olacağını ummak sanırım hayalcilik olsa gerek. Bu ütopyanın verimli üretim, akılcı satış ve reel büyüme yönünde seyretmesi için kolektif hareket etmek büyük önem arz etmektedir. İşadamlarımız her anlamda dikkatli davranmalı, tam anlamıyla gerçekçi ve temeli sağlam projeler üzerinde durmalıdır.
Tabi bu karamsar tablonun yanında ülkemizin ay içerisinde açıklanan büyüme rakamları bizleri gelecek adına umutlandırmıştır. Umuyoruz ki bu sevindirici haber güzel başlangıçların müjdecisi olur, yaşanan sıkıntılar bizleri geleceğe hazırlayan ve işleyen dinamiklerimizi güçlendiren tecrübe kırpıntılarına dönüşür. Sözlerimi sonlandırırken, sağlık, mutluluk ve huzur dolu yarınlara kavuşmamız ümidiyle saygılar sunuyorum.
Giyasettin Eyyüpkoca