İstanbul Üniversitesi (İÜ) Aziz Sancar Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü (DETAE) Müdürü ve İmmünoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Günnur Deniz, yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) korunmak için salgın sürecinde önemi giderek artan güçlü bağışıklık sisteminin, ramazan ayında da korunması için iftar ve sahurda dikkat edilmesi gereken beslenme önerilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Bağışıklık sistemini bozan etkenlerin düzensiz ve kötü beslenme, stres, uykusuzluk, radyasyon, hava kirliliği, sigara veya tütün kullanımı, bazı ilaçlar ve genetik faktörler olarak özetlenebileceğini anlatan Deniz, bağışıklık sisteminin aşırı, eksik ya da hatalı çalışması sonucu farklı hastalıkların ortaya çıktığını söyledi.
Prof. Dr. Deniz, viral hastalıklardan korunmak veya hastalık seyrini en hafif şekilde atlatabilmek için bağışıklık sisteminin güçlü olmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Virüslere karşı koruma kalkanı olarak rol oynayan bağışıklık sistemini olumlu etkileyen pek çok faktör var. Bağışıklık sitemini güçlendiren en önemli etkenlerden biri dengeli beslenmedir. Yetersiz beslenme, bağışıklık sistemini bozmakta, fonksiyonlarını baskılamakta ve enfeksiyon riskini artırmaktadır. Sınırlı veya tek yönlü beslenme gibi aşırı beslenme de bağışıklık sistemini olumsuz etkilemektedir. Sürekli sınırlı beslenmenin insanlarda influenza enfeksiyonunun şiddetini, obez bireylerde ise enfeksiyon görülme sıklığını arttırdığı gösterilmiştir.”
“8 saat aralıklı yemek yiyip, 16 saat yememek bağışıklığı olumlu etkiliyor”
Ramazan ayının başladığını anımsatan Deniz, “Oruç tutmanın bağışıklığı güçlendirdiğine dair bir çalışma bulunmamakla birlikte, beslenme tarzında yapılan bazı değişikliklerin intermittent (aralıklı) beslenmenin bağışıklığı güçlendirdiği gösterilmiştir. Örneğin gün içerisinde yalnızca 8 saat aralığında yemek yemek, 16 saat yemek yememek ‘mTOR’ adı verilen hücre içi sensörlerin doğru çalışmasını sağladığı için bağışıklık sistemine olumlu etkileri olduğu, gene aralıklı açlık uygulamalarının enflamasyonu ve özellikle damarla ilgili olumsuz etkileri azalttığı gösterilmiştir.” diye konuştu.
Beslenmenin dikkat edilmesi gereken en önemli unsur olduğunu ifade eden Deniz, vücudun proteinler, karbonhidratlar, yağlar, vitaminler, mineraller ve su olarak gruplandırılan farklı besin ögelerine ihtiyacının olduğunu belirtti.
“İftar ve sahurda dengeli ve doğru beslenin”
Prof. Dr. Deniz, oruç tutarken iftarda çok fazla yemekten ve sahura kalkmadan oruç tutmaktan kaçınmak gerektiğine dikkati çekerek, şu önerilerde bulundu:
“İftar ve sahurda dengeli ve doğru beslenmek, bol sıvı ve sıvı gıdalar tüketmek büyük önem taşımaktadır. Proteinler vücudun temel işlevlerini sürdürebilmesi için gerekli olan besin ögelerinden biridir. Bu nedenle protein alınması fakat karbonhidrat, yağlı ve şekerli yiyeceklerden, rafine edilmiş içinde katkı maddesi bulunan gıdalardan uzak durulması gerekmektedir. İftarda taze ve mevsimindeki sebzeler, proteinli gıdalar ve meyveler ile beslenmek bağışıklık sistemini olumlu etkiler. Genel olarak sağlıklı bir beslenme için bol su tüketilmeli, lif açısından zengin yoğurt gibi fermente gıdalar tüketilmeli, mümkünse evde yapılanı tercih edilmelidir. Bağırsak florası da bağışıklığı güçlendirmenin başka bir yoludur. Probiyotiklerin (fermente gıdalar) bağırsak florasını daha sağlıklı kıldığı bilinmektedir.”
“Oruç tutarken uyku düzeninize dikkat edin”
Oruç tutarken uyku düzenine de dikkat etmenin ve vücutta bağışıklık açısından stres yaratmamanın önemine değinen Deniz, şöyle devam etti:
“Düzenli uyku bağışıklık sistemini güçlü tutmanın başlıca yollarından biri. Uyku sırasında salgılanan melatonin seviyelerinin en yüksek olduğu gece saatlerinde uyumak önemli. Melatoninin kansere karşı bağışıklık sistemini olumlu etkilediği, depresyon ve stresi azaltıp yaşam süresini artırdığı ve yaşlanma bulgularını azalttığı bildirilmektedir. Günlük 6 saatten az uyuyan kişilerde günlük 7 saatten fazla uyuyan kişilere göre soğuk algınlığına yakalanma ihtimalinin 4,2 kat daha fazla olduğu, 5 saatten daha az uyuyan kişilerde ise bu riskin arttığı gösterilmiştir.”
Prof. Dr. Deniz, tüm bunların yanı sıra pozitif olmanın, doğayı, insanları ve hayvanları sevmenin de bağışıklık sistemine etkilerinin unutulmaması gerektiğini dile getirdi.
“Kronik hastalığı olanlar aşı ve ilaç rejimlerini bozmamalı”
Orucun sağlıklı insanlar için farz olduğunu aktaran Deniz, “Kronik hastalığı (diyabet, yüksek tansiyon, kalp, immün yetersizlik, kanser gibi) olanlar, oruç tutamayacak kadar yaşlılar, hamile veya emziren kadınlar, oruç tutmaları halinde hem sağlıklarının hem de sağlık hizmetlerinin aksamasından endişe edilen sağlık çalışanları, ağır işlerde çalışanlar, Kovid-19 teşhisi konmuş ve doktoru tarafından oruç tutması sakıncalı görülenler oruç tutmamalıdır. Ayrıca kanser hastaları, kronik hastalığı nedeniyle sürekli ilaç kullananlar (steroid) veya immün yetersizlikli bireyler aşı ve ilaç rejimlerini bozmamalıdırlar.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Deniz, sosyal mesafeyi korumak için ramazan ayı boyunca toplu iftar yemeklerinden kaçınmanın, evde iftar daveti vermemenin ve davetlere gitmemenin koronavirüs salgınından korunmak için önemli olduğunun altını çizdi.