6 Şubat’ta 11 ilimizde yaşanan deprem felaketi hepimizin yüreğini burktu. O günden beri millet olarak adeta kalbimizin yarısı kopup gitti. İçimizde tarif edemediğimiz derin bir sızı sancıyıp duruyor. Bu kederle yaşamayı öğrenmek zorunda olduğumuzun bilincinden hareketle yaraları sarma adına devlet millet el ele verdik. Türkiye olarak bölge insanımızın yaşama yeniden tutunması ve şehirlerimizin tekrardan ve daha güçlü bir biçimde ihya edilmesi adına var gücümüzle çalışıyoruz. STK’lar ve iş insanları olarak vazifemizin bilincindeyiz ve büyük bir gayretle görevimizi eksiksiz yerine getirme adına en üst düzeyde çaba sarf ediyoruz. Gidenlerimiz ve kayıplarımız elbette ki geri gelmeyecektir ancak hayatı onarmak ve sorunlarımıza çözüm bulmak bizlerin asli görevidir. Umuyorum ki bu acı günleri geride bırakacak ve geleceğe tıpkı eskisi gibi ümitle bakabilecek atmosferi hep birlikte inşa edeceğiz. Baharın gelişiyle birlikte bölgeden aldığımız haberler, ekonomik veriler ve izlenimler yaşamın kısmen de olsa normalleşme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Bu müspet durum bizler adına en büyük teselli ve mutluluk vesilesi. İnşallah çok daha güzel günleri hep birlikte göreceğiz.
Ülke olarak 14 Mayıs’ta bir seçime gidiyoruz. Seçimler demokrasinin temel taşları, olmazsa olmazıdır. Seçimler halkın iradesini topyekûn yansıttığı, kararını ve gelecek beklentilerini bir bütün olarak ortaya koyduğu en özel günlerdendir. Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri bizleri ayakta tutan, milletimizin kendini ifade etme fırsatı bulduğu ve ülkemizi diri tutan yegâne anlardır. Bu sayede milletimiz tek bir bedende buluşurcasına bütünleşir ve sesini duyurur. Bu açıdan seçimleri bir ayrışma değil birleşme, bölünme değil aksine yek vücut olma günü olarak anlamamız önemlidir. Ülkemizin muhasır medeniyetler seviyesine ulaşma idealinde seçimler en önemli mihenk taşlarından birisini teşkil etmektedir. Siyasi görüşlerimiz ve ideolojilerimiz farklı olsa da ülkemizin geleceğine olan inancımızın mührü olan seçimler 85 milyonluk büyük bir aile olduğumuzu bizlere hatırlatan en kıymetli günlerdendir. Milletimiz her zamanki gibi büyük bir vakarla ve eşsiz bir olgunlukla oyunu kullanacak ve iradesini sandığa yansıtacaktır. Bu açıdan fert be fert sağduyulu olmayı ve birbirimize olabildiğince anlayış göstermeyi asla elden bırakmayalım. Hoşgörü ve kardeşlik her daim şiarımız olsun. Unutmayalım ki seçimler gelip geçecektir ancak kardeşliğimiz ve kader birliğimiz bin yıldır sürdüğü gibi daha nice bin yıllar boyunca devam edecektir. Bizi bizden ayırmaya, bizi birbirimizden koparmaya kimsenin gücü yetmez, yetemez. Millet olarak tıpkı etle tırnak gibi birbirimize bağlıyız. Bu yüzden seçimleri adeta bir demokrasi şenliği gibi görmeli ve hüsnüniyetimizi asla kaybetmemeliyiz. Özellikle bulunduğumuz coğrafyada yaşanan savaş ve gerginlikleri doğru gözlemlersek ülkemizin kadim bir barış havzası ve mazlumların sığınabildiği bir liman olarak kalmasının önemini daha doğru idrak edebiliriz. Hep söylendiği gibi “Türkiye asla Türkiye’den ibaret değildir”. Bu ülke Balkanlar’dan Orta Doğu’ya, Uzak Asya’dan Atlantik’e, Orta Asya’dan Afrika’ya değin uzanan büyük bir hinterlandın hem keskin kılıcı hem de şaşmaz adalet terazisidir. Bu anlayış ve ferasetle hareket edersek hem gelecek nesillerimize daha müreffeh bir ülke bırakır hem de bize bel bağlamış mazlumların maruz kaldıkları mezalimden kurtulmasına vesile oluruz. Bilelim ki, omuzlarımıza tarihin yüklediği bu çetin misyon, başta şehit ve gazilerimiz olmak üzere tüm halkımızın göğsüne nakşedilmiş olan emsalsiz bir şeref madalyasıdır. Bu memlekette doğan ya da bu anlayışa haiz her bir vatan evladı sahip olduğu tabi haysiyet, erdem ve ahlakıyla dünyanın her bir noktasında itibarı ve saygınlığı her daim fazlasıyla hak etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, seçimlerin ülkemize hayır ve bereket getirmesi temennisiyle saygılar sunuyor, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nızı tebrik ediyorum.
Giyasettin Eyyüpkoca
