Geleceğe dair öngörülerde bulunabilmenin en iyi yolu, onu bugünden inşa etmeye çalışmaktır. Bitmek bilmez sorunların içerisinde kıvranıp yakınmaktansa yeni yollar bulmak, kapalı yolları açmaya gayret etmek gerek. Genel olarak şikâyet etmenin kimseyi herhangi sonuca götürmeyeceği açık. Kaldı ki tarih bize ne sorunların biteceğini ne de dertlerin son bulacağını gösteriyor. Ulaştığınız her bir üst kademe önünüze eskisinden daha zorlu daha güç problemleri beraberinde getirecek. Yeni kazanımlar yeni külfetleri karşınıza çıkaracak. Çünkü vardığınız her bir hedef size güç kazandırırken aslında sorun çözme kabiliyetinizi de geliştirmiş olacak. Öncesinde devasa saydığınız çözümsüzlükler artık sizin için sıradan konular olacak.
Bu kapsamda Laleli’yi topyekûn Türkiye’ye benzetsek yanılmış olmayız. İçindeki mevcut kültürel harmonisi, üretimi ve istihdamı destekleyen yapısı, tarihi derinliği ve en önemlisi de uluslararası ilişkiler noktasındaki kritik hassasiyeti Laleli’yi ülkemizin olumlu-olumsuz tüm koşullarını eşzamanlı hisseden bir mikro yapıya dönüştürüyor. Özellikle ülkemizin küresel ölçekte yaşadığı nerdeyse tüm sorunlardan, fırsatlardan ve risklerden Laleli olarak birebir etkilendiğimizi söylemek mümkün. Son otuz-kırk yıla baktığımızda ülkemizin içinde bulunduğu jeopolitik süreçlerin Laleli’yi anlık ve birebir biçimde etkilediğini görmek mümkün. Bilhassa son dönemde yaşanan Rusya-Ukrayna savaşının etkileri bölgemizi ilk elden etkileyen önemli bir unsur olarak ortaya çıkıverdi. Ancak tıpkı Türkiye gibi Laleli de, çözüm geliştirme noktasındaki pratik zekâsı ve yeteneği ile bu süreci kendi lehine çevirmesini bildi. AB hazır giyim markalarının teker teker Rusya pazarından çekilmesi, Rusya’yı Batı ile işbirliğinden koparan ağır ekonomik yaptırımlar ve Ukrayna limanlarının işlevsizleşmesiyle birlikte Uzak Doğu’dan ürün getirilememesi gibi meseleler bu iki komşu ülkenin Türkiye’ye ve dolayısıyla da bölgemize dönük ilgisini artırmış oldu. Mevcut ekonomik sorunlar ve savaş, bu ülke insanlarını fazlasıyla etkilese de Laleli en yakın ve en tanıdık ticari paydaş olarak bu ülkelerle olan işbirliğini yeniden kurgulamayı bildi. Şüphesiz bu fırsattan ancak bu yeni normali içselleştirebilmiş ve değişen koşullara ayak uydurmayı bilen firmalarımızın faydalandığını belirtmek gerek. Sürekli güncel kalabilen, yenilik ve müşteri odaklı çalışan, esnek ekonomik iş birliği modeli geliştirme yeteneğine sahip, iletişim kanalları hızlı ve volümlü çalışan bölgemiz firmaları bu süreçte işlerini koruma kısmen arttırma imkânı dahi buldular. Dediğimiz gibi geleceği öngörebilmek onu inşa etmeyi arzulamakla başlar. Laleli’nin küresel anlamda bir benzeri daha olmayan görsel altyapısı ve kurumsal gelişmişliği birçok firmamıza bu fırsatı sundu. Bu gelişimi sezebilen ve kendisini adapte edebilen firmalarımız belki de on yıllar boyunca devam edecek önemli bir ortaklığın ilk adımlarını atmaktalar.
Görünen o ki dünya keskin bir kırılmanın arifesinde. Bu sancılı dönemin sonu Rusya açısından ya ağır bir yenilgi sürecinin başlangıcı ya da tek kutuplu dünyanın son bulduğu bambaşka bir evreyi bizlerle tanıştıracak. Soft-power olarak adlandırılan Batı’nın ve hamisi ABD’nin salt yaptırımlarla engellemeye çalıştığı Rusya bu süreçten kazanımlarla çıkarsa son otuz yılı tek başına süper güç olarak geçiren merkezde kesin bir kayma olacağı aşikâr. Türkiye’nin barış merkezli ve denge odaklı politikasını taviz vermeden sürdürebilmesi burada oldukça önemli. Neticede Türkiye de bu yeni dönemin en önemli oyuncularından birisi olarak sahnede yerini alacaktır. Muhtemelen ülkemizin hassasiyetle koruduğu dengeli siyasetin temelinde de bu yeni düzene hazırlık yatmaktadır.
Yaşanan her şeyin memleketimiz için hayırlı olması, ülkemize sağlık, huzur, barış ve refah getirmesi temennisiyle Kurban Bayramınızı gönülden kutluyor, sağlıcakla kalın diyorum.
Giyasettin Eyyüpkoca