Lasiad

Anadolu ve İstanbul; Desenler, Renkler

Moda ve hazır giyim sektörü birçok alt başlığın kusursuz birleşimi sonucunda başarıya ulaşılabilen çok özel bir endüstri dalıdır. Son dönemde gündemin ön sıralarında yer alan sürdürülebilirlik kavramı da dahil olmak üzere, estetik ve fonksiyonel malzeme seçimi, seçkin bir işçilik, rekabetçi fiyat, doğru bir sunum, zamanında teslimat, özgün tasarım, trendlere uyum, zamanın renkleri ve desenleri, güncellik gibi birçok alt başlığın uyumuyla doğru ürün ortaya çıkmış oluyor. Bu anlamda tasarım ve desen kültürümüz, medeniyetimizin köklerinden bugüne ulaşan ve bizi özgün kılan en önemli değerlerimizdendir. Özellikle Anadolu’nun kalbinden doğan ve bu topraklara özgü gelişen binlerce yıllık birikimimiz bizlerin en büyük zenginliği. Anadolu’nun tasarım ve desen konusundaki gelişim hikayesi, çok çeşitli kültürel mirasının bir yansımasıdır. Anadolu, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin her biri, kendine özgü desen ve motiflerle bu gelişime katkıda bulunmuştur. Kültürel yapımızı yansıtan geleneksel el sanatlarının tarihi, çok eski devirlere kadar uzanmaktadır. Bu coğrafyadaki göçebe ve yerleşik halkın harmonisi ve hayat tarzı dokumalarda kullanılan motiflerin zenginliğini ve çeşitliliğini artırmıştır. Kadınların ve genç kızların duygu ve düşüncelerini yansıttıkları dokumalardaki motifler, Anadolu hayatının günümüze yansıtıldığı çok zengin bir kültürel mirası ortaya koymuştur. Bu motifler, çadır, halı, kilim, eyer takımları, heybeler ve elbiselerde hayat bularak dönemin izlerini geleceğe aktarmıştır. Geçmişten günümüze ulaşan ve çağdaş desen tasarımları ile günümüz ürünlerine uyarlanan geleneksel Anadolu motifleri, kültürel sürdürülebilirliğe de olanak tanımaktadır. Günümüzde birçok zanaatkar, tasarımcı ve sanatçı, kültürel mirası yaşatmak için tasarımlarına geçmişten gelen sessiz ama güçlü bir dile sahip geleneksel Anadolu motiflerini aktarmaktadır. Elbette ki Anadolu uygarlıklarının seramik desenleri de tasarım olarak incelenmiş ve kronolojik olarak düzenlenmiştir. Bu desenler, dönemin izlerini taşıyan önemli kültürel miras örnekleridir. Anadolu’nun tasarım ve desen konusundaki gelişim hikayesi, geçmiş ile bugün ve gelecek arasında önemli bir kültür yolu oluşturarak, kültürel sürdürülebilirliği sağlamaktadır. Bu zengin miras, günümüz tasarım ve sanat dünyasına da ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Ayrıca bizlerin birçok ülkeyle gerçekleştirdiği ticaretin de temelinde bu kültürel hazinenin izleri, birikimi ve becerisi yatmaktadır. Laleli’nin bulunduğu eşsiz şehir İstanbul da şüphesiz Balkanlar ve Doğu Avrupa ile Anadolu’yu, Orta Doğu ve Orta Asya’yı birleştiren muhteşem bir yelpazeye ev sahipliği yapmaktadır. İstanbul, Bizans İmparatorluğu döneminden itibaren daima önemli bir kültür ve sanat merkezi olmuştur. Bizans döneminde mozaikler, freskler ve kiliselerde kullanılan desenler ön plandayken, Osmanlı döneminde ise saraylar, camiler ve türbelerde kullanılan çini ve hat sanatı ile desenler zenginleşmiştir. Osmanlılar, özellikle İznik çinileri ve kumaş desenlerinde çiçek motifleri, geometrik şekiller ve hat yazılarını sıkça kullanırken aslında büyük bir serüveni kumaşlar ve desenlerle gelecek nesillere aktarıyorlardı. İstanbul’da geleneksel Türk el sanatları, özellikle halı, kilim, nakış ve tezhip gibi alanlarda büyük bir gelişim gösterdi. Bu el sanatlarında kullanılan desenler, doğal ve geometrik motifler ile zengin bir kültürel mirası yansıttı. Günümüzde İstanbul, moda, çağdaş sanat ve tasarımın dünyadaki en önemli merkezlerinden birisi haline gelmiştir. Modern sanat galerileri, tasarım stüdyoları ve Laleli gibi modada öncü bölgesel merkezler, geçmişin zengin mirasını günümüzün estetik anlayışıyla birleştirerek yenilikçi ve özgün tasarımlar üretmektedir. Çağdaş tasarımcılar, geleneksel motifleri modern tekniklerle harmanlayarak global düzeyde özgün eserler ortaya koyarken bizler de bu harika ürünleri dünyanın sayısız ülkesindeki alıcılarla buluşturuyoruz. Eğer bugün İstanbul dünyanın önde gelen hazır giyim ve moda merkezlerinden birisi olmayı başardıysa bunda şüphesiz tarihimizden gelen o köklü medeniyetin derin izleri ve hatırası yatmaktadır.

Bu vesileyle sizleri selamlıyor, Ramazan ayının bolluğu, bereketi, barışı ve kardeşliğinin başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyayı sarması dileğiyle saygılar sunuyorum.

Giyasettin Eyyüpkoca