Laleli, her dönemde olduğu gibi bugün de yalnızca İstanbul’un değil, Türkiye’nin dünya ile kurduğu ticaret köprüsünün en önemli ayaklarından biri olmaya devam ediyor. Bay, bayan ve çocuk hazır giyiminden deriye, ayakkabıdan otelcilik ve turizme, lojistikten kültürel mirasa kadar uzanan zengin yapısı ve Laleli, Rusya, Ukrayna ve BDT ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeyle sürdürdüğü ticaret hacmiyle ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar sağlıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde art arda patlak veren bölgesel savaşlar ve jeopolitik gerilimler, sadece küresel ticaret akışını değil, Laleli gibi dış ticaret odaklı bölgeleri de derinden etkiliyor. Gümrüklerde uzayan süre ve belirsizlikler, taşımacılıkta yaşanan değişimler, krizler, çatışmalar ve küresel satın alma gücündeki düşüş global ticaretin doğal ritmini bozarken, bu durum Laleli firmalarımızın da geleceğe dair öngörülerini zorlaştırıyor. Ünlü ekonomist Paul Krugman’ın dediği gibi: “Küresel ekonomi birbirine görünmez iplerle bağlıdır; bir yerden çekildiğinde diğer yerlerde kopmalar kaçınılmaz olur.”

Tam da bu nedenle Laleli, değişen dünyaya ayak uydurmak ve güçlü kalmak için dönüşümünü aralıksız sürdürüyor. Geriye dönüp baktığımızda bu dönüşümün en görünür adımlarından biri kuşkusuz bölgede başlatılan yayalaştırma projesi oldu. Tarihî dokusu ve ticari dinamizmiyle iç içe geçmiş Laleli’de göreve geldiğimiz ilk günden bu yana hayata geçirebilme adına takipçisi olduğumuz fiziki düzenlemeler, hem estetik anlamda Laleli’ye nefes aldırdı hem de ziyaretçilerin, alıcıların ve turistlerin daha güvenli ve keyifli bir ortamda zaman geçirmesine imkân tanıdı. Laleli artık sadece bir ticaret merkezi değil, aynı zamanda çağdaş bir kent deneyimi sunan, yaşanabilir bir destinasyon haline geldi.

Ancak dünya ekonomisi hızla evrilirken sadece fiziksel değil, dijital dönüşüme de ayak uydurmamız kaçınılmaz görünüyor. Yeni dönem küresel ticaret artık sadece ürün kalitesiyle değil, hız, lojistik altyapı, dijitalleşme ve veri yönetimiyle de şekilleniyor. Tüm dünyada e-ticaretin payı artarken, hızlı teslimat sistemleri, akıllı depolama çözümleri ve dijital pazarlama stratejileri rekabetin ana eksenini oluşturuyor. Laleli’nin bu noktada rekabet gücünü koruması ve artırması, ancak bu alanlara yapılacak yatırımlarla mümkün olabilir. Bu bağlamda, Apple’ın kurucularından Steve Jobs’un şu sözü dikkat çekicidir: “İnovasyon, bir liderle bir takipçiyi ayıran en önemli farktır.” Yenilenmeyi kendimize şiar edinirken küresel yoğun rekabet ortamında ayakta kalabilmenin tek şartının çağa ayak uydurma ve onun ötesine geçebilme olduğunu unutmamalıyız.

Elbette böylesi bir dönüşümün sürdürülebilir olması için yerel ve ulusal düzeyde bazı yapısal sorunların çözülmesi gerekiyor. Özellikle üretim ve işletme maliyetlerimizdeki artış, Türkiye’nin küresel ölçekteki rekabetçiliğini zorluyor. Enerji giderlerinden işçilik maliyetlerine, döviz kurlarından vergi yüklerine kadar birçok unsur, şirketlerimizin fiyat politikasını olumsuz yönde etkiliyor. Unutmayalım ki, bugün dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir alıcının kararını sadece kalite değil, aynı zamanda sürdürülebilir fiyat politikaları da belirliyor. Eğer ülkemiz, küresel ticarette daha güçlü bir aktör olmak istiyorsa, maliyet dinamiklerini gözden geçirerek rekabetçiliğini artıracak adımlar atmak zorundadır.

Tüm bu zorluklara rağmen Laleli, krizleri yönetme kabiliyetiyle her zaman bir adım önde oldu. Ülkemizin en sıkıntılı günlerinde varlığını hissettiren, en çalkantılı dönemlerde sorunların çözümüne katkı sunan, zorluklara direnen ve değişimi içselleştiren Laleli ve onun kıymetli fertleri her zaman ekonomimizin itici gücü oldu. Sahip olduğu girişimci ruh, esnek yapısı ve hızlı aksiyon alma refleksiyle her dönem yeniden doğmayı başardı. Koşullar ne kadar çetin olursa olsun, bugün de aynı kararlılıkla geleceğe yürüyoruz. Çünkü Laleli, sadece bir semt adı değil; bir vizyon, bir kültür ve bir dünya markasıdır. Bu sözlerle sizleri selamlıyor, sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir dünya ümidiyle saygılar sunuyorum. Kalın sağlıcakla.

          Giyasettin Eyyüpkoca